​Çocuklarda Cinsel Eğitim  

Çocuklarda Cinsel Eğitim

Cinsellik, sağlıklı her insanın yaşamında önemli bir yer tutar. Cinselliğin temeli çocukta verilen eğitimlerle atılır. Çocuğun kendi bedenini keşfetme süreci ile başlayan cinsellik çeşitli oyunlarla devam eder.

Cinsel eğitim ise çocuğun sorularıyla başlar. Çocuklar doğaları gereği, cinsiyet farkı, doğum ve anne ve babanın rolleri gibi konularda meraklıdırlar. Bu meraklarını devamlı dile getirebilirlerler ve merakları giderilene kadar araştırmaya devam ederler. İlk sorular  anne babalara sorulur. Çocuk anne babadan tatmin edici bir yanıt alamazsa veya bu konunun ayıp,yasak ve konuşulmaması gereken bir konu olduğu mesajını alırsa merakı da artar .Bu konu anne-baba tarafından açıklıkla konuşulamazsa “yasak ve günah” olan bir konuda meraklanmak ve araştırma yapmak çocukluktan itibaren cinsellikle ilgili suçluluk duygularının oluşumuna neden olabilir. Her çocuk gelişimi içinde mutlaka önce cinsiyet farkıyla ilgili ardından da doğumla ilgili sorular sorar. İlk sorulara anne-baba olarak nasıl cevap verdiğimiz çok önemlidir. Kaçamak ve yetersiz yanıtlar kadar çocuğun yaşına uygun olmayacak yoğunlukta yanıtlar vermek de çocuk için uygun olmayacaktır.

Bir çok anne – baba çocuğun cinselliği çağrıştıran davranışları ile karşılaştığında ne yapacağını bilememekte ve bu davranışları yetişkin cinselliği ile karıştırmaktadır. Oysa ki çocuk cinselliği yetişkin cinselliğinden tamamen farklıdır ve çocuğun gelişiminde normal bir süreç olarak değerlendirilir. 

Cinsel eğitimde anne babaların öncelikle bilmesi ve dikkat etmesi  gereken şey; sakin olmak ve bu keşfin doğal bir süreç olduğunu kabul etmektir.

Çocuklarda ilk sorular 2 yaş civarında ortaya çıkar. “Kız ve erkek ne demek”, “anne ve baba arasındaki fark nedir?” Ben nasıl doğdum? Okuldaki arkadaşımın neden pipisi yok? Ağabeyim neden ayakta tuvaletini yapıyor?” 

gibi sorular sormaya başlayabilir.  Kız çocuğun bedeninin ileride çocuk doğurmaya uygun olduğunu, anne memesinin bebeğe süt vermek için oluşmuş olduğunu, erkek çocuğun bedeninin ise baba olmak için farklı olduğunu belirtmek bu yaşlar için yeterli yanıtlar olacaktır.Bu sorulara kaygılanmadan, rahat bir şekilde az ama net yanıtlar vermek önemlidir. Çocukların cinsel konulardaki soruları yanıtlanırken abartılı ve fazla detaylı açıklamalardan kaçınılmalıdır. Yanıtlarımızı çocukların sorularına göre şekillendirmek en doğrusudur. Çocuklar bu sorularından dolayı cezalandırılmamalı , azarlanmamalı ve soruları geçiştirilmemelidir. Ebeveynlerin doğal davranmaları ve rahat açıklamalarıyla, çocuk cinselliğin normal bir süreç olduğunu kavrayacaktır. Cinsel bilgi hakkında sorular kime soruluyorsa o kişi cevap vermelidir. Başka birine yönlendirmeler çocukta olumsuz izlenimler yaratır.

2-3 yaş döneminde  hareketlenen çocuğun bezlenme ve tuvalet eğitimi sürecinde cinsel organına dokunması ve bu dokunuşlarda hoşa giden farklı duygularını keşfetmesi ile devam edebilir. Bu, erkek çocuklarda daha erken olur.  Oyunlarında başta rastlantısal olarak başlayan bu davranış sonra bilinçli dokunuşlarla sık olarak tekrar edebilir. Bu davranışın engellenmeye çalışılması çocuğun dikkatini daha çok çeker ve merakını arttırır. Özellikle de iki yaş çocuğunun inatlaşma özelliği ile bu davranışın pekişmesi sağlanır. Sürekli yapılacak uyarılar çocuğun kendini suçlu hissetmesine ve hata yaptığı düşüncesine kapılmasına neden olabilir.

 3-6 yaş döneminde, kız çocuk babaya, erkek çocuk anneye sevgi ve bağlılık hisseder. Bu dönem aynı zamanda çocuğun çeşitli yetişkin rolleriyle özdeşleşmeye başladığı bir dönemdir. Toplumsal çevre bilinci geliştikçe çocuk cinsel rollerin doğasını anlamaya başlar ve aynı cinsten anne-babasının oynadığı rolü kazanmayı ister. Bu istek onu bu rolün sahibiyle çatışmaya sokabilir ve çocuk “erkek” ya da “ ,kız” kimliğini kazanmaya başlar. Bu geçiş annelik ve babalık rollerinin kesin olarak ayırdedilmesini gerektirir. Bu dönemde anneye düşen sorumluluk çocuğa bağlılığından kurtulmak, çocuktaki engellenmenin, bağımlılığın ve saldırganlığın simgesel anlatımları karşısında hoşgörülü ve anlayışlı olmak, çocuğu “kız çocuk” veya “erkek çocuk” rolüyle kabul edip onaylamaktır. Baba ise anneye bağımlılığından kurtulması için yardım etmeli, çocuğu başarılarında yüreklendirmelidir.